Doğduğunda, havalimizde yaşattığımız o güzelim, pembe-beyaz meleğe benzer pek bir yanı yoktur doğrusu. Verdiği savaşın, uğradığı değişikliğin izlerini henüz atamamıştır. Aramıza yeni katılan bu küçük yolcuyu birlikte inceleyelim.
Boyu ortalama 50 santimdir. Ama bunun yaklaşık 12-13 santimi kafadır. Vücudunun geri kalan kısmına oranla kocaman bir kafa. Ham de çoğu zaman süpürge gibi sert kara kıllarla kaplı. Ama telaşlanmayın, gelip geçici saçlar bunlar. Birkaç aya kadar dökülerek, yerini asıl saçlara bırakacaklar. Yeni doğmuş bebeğin kocaman kafası biçimsizdir de. Armut gibi uzundur. Üstelik şişler, yumrularla doludur. Yine telaşlanmaya gerek yok. Kemikleri henüz kaynamamış olduğundan beyne niç zarar vermeden yerlerinden oynayabilirler. Zaten bebeğin doğum kanalından hiç zarar görmeden çıkması, kafatasının bu esneklik yeteneğiyle olur.
Küçük vârislerinin yanı başına oturan yeni anne-babaları, bir şok daha beklemektedir: Kafanın tepesinde kemik bulunmadığından, kafatası kubbesinin yumuşacık olduğunu ve dokunduklarında zonkladığını farkedeceklerdir. Yine telâşa gerek yok. Burası kemiklerin henüz birbirine uzak olduğu bölgelerden biri olan, ön bıngıldaktır. Kafatasının arka bölümünde daha küçük bir bıngıldak yer alır.
Küçük dostumuzu tanımaya devam edelim. Boynu sanki hiç yokmuş gibidir. İri kafasının altında normal boyutta bir göğüs ve karın yer alır. Karnın hacmi oldukça değişkendir. Ortasında da göbek dediğimiz çukur göze çarpar hemen. Burası bebeği, ana rahminde, annesine bağlayan göbek kordonunun kesilmesinden sonra kalan izdir. Gövdeden cılız iki kol ile bundan daha da cılız iki bacak ayrılır. Bebeğin kolları ve bacakları genellikle hareket halindedir.
Rengine gelince... Küçük kahramanımızın rengi alev alev bir pembedir. Ama vücudunun yüzeyi kreme benzer. Beyazımsı bir çeşit vernik tabakasıyla kaplı olduğundan ilk anlarda bu renk pek farkedilmez. Bebek doğduğunda anne-babanın en çok merak ettiği gözlerinin rengidir. Ancak ne yazık ki, bebeğin göz rengi şu sıralar kesin olarak bilinemez, iris tabakası şimdilik mavimsidir. Kesin renk daha sonra kendini gösterecektir.
Bu garip küçük adam ortalama 3-3,5 kilo ağıriığındadır. Ama 2,5 ya da 4 kilo da olabilir. Bu tamamen normal sayılır. Erkek bebekler, genelde kızlardan 200-300 gram daha ağır olurlar. Bu noktada hemen şunu kaydedelim: Anne-babalar, çocuklarını genellikle kilosuna göre değerlendirmek eğilimindedirler. Bebek ne kadar iri olursa, ne kadar çabuk büyüyüp gelişirse, o kadar sevinirler. Oysa doğumu izleyen günlerde büyümek şöyle dursun, küçülür bile. Düşünün bir kere, bebek doğuma kadar sulu bir ortamın içindeydi. Doğumla birlikte kuru bir ortama geçti. Bu değişim kuşkusuz vücudunda su kaybına neden oldu. Ayrıca, kakasını, çişini de yapmaya başladı. Yani farkli bir biokimyasal uyum gündeme geldi. Bu da minik vücudunda kurumaya benzer bir etkiye yol açtı. Sonuç olarak doğumu izleyen ilk, 4-5 günde bebek kilo kaybeder. Kaygılanacak bir olay olmadığından üzerinde durmak gerekmez. Normal, dolayısıyla da zararsız bir olaydır. Hatta gerekli ve yararlı olduğunu savunanlar bile var.
Yazının Kaynağı: Bambino çocuk ansiklopedisi